Lojistik Sektöründe Paylaşım Ekonomisi

DHL’in Mayıs 2017 Trend Raporunda (Sharing Economy Logistics) “Paylaşım ekonomisi” terimi, “bir servis sağlayıcının yeterince kullanmamakta olduğu varlık, hizmet veya becerisinin, kullanıcılara geçici erişim hakkını veren işlemleri kolaylaştıran dijital platformların ekonomik faaliyeti” olarak tanımlanmaktadır. Bu sayede işlemlerin mülkiyetinde bir değişiklik olmaz. ‘Erişim’ ekonomisi olarak da bilinir. Paylaşım ekonomisi giderek, günlük hayatımızın tüm yönlerine nüfuz etmekte ve kuşkusuz buna katılanlara bir takım faydalar getirmektedir.

Avrupa’da paylaşım ekonomisinin yükselişinin iş dünyasını değiştirmekte olduğunu görmekteyiz – yeni girenlere fırsatlar, yerleşik olanlara zorluklar ve bütün taraflara yeni sorular yaratıyor. PwC’nin ‘Paylaşım Ekonomisi’ üzerine olan son araştırması, Avrupa’daki paylaşım ekonomisindeki işlemlerin değerini 2015 yılında 28 milyar Euro olarak gösteriyor ve bu rakamın 2025 yılına kadar 570 milyar Euro’ya çıkması bekleniyor! Bu potansiyeli gerçekleştirmek ve kitle pazarını çekebilmek için, paylaşım ekonomisi oyuncularının güven sorunlarının üstesinden gelmesi ve bir paylaşım kültürünü teşvik etmesi gerekmektedir.

Paylaşım ekonomisinin lojistik sektörüne faydaları:

Tedarik zinciri yani depolama, taşıma ve yerine getirme için gerekli olan sermaye harcaması genellikle sabit, uzun vadeli ve pahalıdır. Lojistik altyapı taahhütleri genellikle beş yıl veya daha uzun bir zaman dilimi ile yapılırken, söz konusu altyapıya olan talepler aylık bazda önemli ölçüde değişmektedir. Bu hem mevsimselliğe, hem de giderek dinamikleşen iş ortamına dayanır. Sonuç olarak, sektördeki şirketler genellikle varlıklarının eksik veya aşırı kullanımıyla karşılaşmaktadırlar. Bazı şirketler ürünleri için depo bulamazken, depolama şirketlerinin bazı alanları boş kalabilmektedir. Kaynakları paylaşarak, depolama talebindeki ani zirveler ve düşüşler düzelebilir ve bu da her iki taraf için daha düşük maliyetleri sağlar. Ayrıca, uzun vadeli lojistik yatırımları yapan şirketler ürünlerine olan talebin azalmasıyla karşılaştıkları zaman, depolama ihtiyacı olan şirketlere lojistik hizmeti satabilirler. Bu da direkt olarak ek gelir sağlar.

İhtiyaç duydukları yerde ve zamanda, birbirlerinin lojistik altyapılarından faydalanan işletmeler, operasyonel olarak esnek ve çok daha verimli çalışırlar. Lojistik sektöründe paylaşım ekonomisinin çok sayıda başarılı örnekleri bulunmaktadır (DHL Raporu).

Paylaşım ekonomisinin temel ilkelerinden biri, daha önce piyasada olmayan arzı erişebilir hale getirmektir – bu hizmetlerin maliyetini düşürmek ve daha verimli bir pazar yaratmak.

Park Palet platformunu kullanarak atıl depo alanlarınızdan gelir elde edebilir ya da talep-üzerine modeli ile depolama hizmetlerinden faydalanabilirsiniz.